Kendisi de bir kazaya sebep olup kazada yaralanan bir kişi, genellikle hiçbir tazminat hakkı olmaz. Ancak, istisnalar vardır. İş kazalarından sonra (işyerinde trafik kazaları dâhil) halen 14 yaşından küçükseniz genellikle tam tazminat alma hakkına sahipsiniz. Yaya veya bisikletli olarak bir trafik kazasına karışmışsanız, genellikle zararınızın en az yüzde 50 oranında bir tazminat alma hakkınız vardır.
Evet, onların da hakkı vardır. Sürücü kazaya sebep olsa bile, araçta bulunanlar ve ardaki yolcuların genellikle tam bir tazminat isteme hakkı vardır. Sonuçta, onlar kazadan sorumlu değildirler.
Boyun travması (kelimenin tam anlamıyla: kırbaç darbesi) başın gövde üzerinde herhangi bir yere çarpmaksızın şiddetli bir şekilde yaptığı sarkaç hareketidir. Böylece, boyun omuru aşırı derecede gerilmiş ve son derece geriye veya öne doğru bükülmüş olur. Bu sarsıntı özellikle arkadan veya yandan çarpışmalarda ortaya çıkıyor. Başın böyle bir hareketinin ardından kalıcı şikâyetler ortaya çıkabiliyor. Bir kaza sonrasının ilk üç haftasında akut omurga sendromundan söz ediliyor. Bundan sonra, çoğu şikâyetler kayboluyor. Aynı şikâyetler üç ay sonra da devam ederse, kronik bir boyun travması sendromundan söz ediliyor.
Yaralanma, başkasının neden olduğu kazada yaralanmadır, incinmiş ve zarar görmüştür. Ölüm hasarı, biri öldüğünde ölenin yakınları acı çeker, çünkü akrabaları başkalarının sebep olduğu bir eylemden ötürü hayatını kaybetmiştir. Yaralanmalarda prensip olarak yalnızca kazazedenin kendisi tazminat talep edebilir, üçüncü şahıslar kazazede için harcamalarda bulunmuş olsalar bile, ama genellikle onlar için de tazminat talep ederler. Aynı zamanda işverenlerde mağdurun hastalığı süresinde ücretini ödemeye devam ederler. Bunlar tazmin edilebilecek giderlerdir. Başkalarının kusuruyla ölümle sonuçlanan vakalarda, genellikle sadece ölen kişinin aile üyeleri ölüm tazminatı isteme hakkına sahiptirler. Ölüm tazminatı (hasarı) davasında da memnuniyetle sizlere yardımcı olabiliriz.
Maddi hasar, fiziksel veya psikolojik yaralanma ile ilişkili masraflar ve kayıplardan oluşmaktadır. Örnekler, gelir kaybı, evde bakım ve sağlık giderleri, evde zorunlu değişikliklerin maliyeti, iş kaybı (ıvır zıvır işleri yapma gücü). Manevi hasar ise, fiziksel ya da psikolojik zedelenmeler sonucu gelişen acılardan oluşur. Bu hasardan dolayı oluşan ekonomik zararlar (kısmen) karşı taraftan telafi edilebilir.
Kaza sonucu oluşan ağrı ve acı, üzüntü, yara izi ve kalıcı şikâyetler ve yetilerdeki sınırlanmalar gibi maddi hasarlar için ödenen bir tür mali tazminattır. Verilen acı için, karşı taraftan acı parası talep edebilirsiniz. Hollanda’da genellikle diğer Avrupa ülkelerinden daha az acı parası takdir ediliyor. Hollanda’da ölüm tazminatlarında bile kazazedenin yakınlarına acı parası ödenmiyor.
Hukuki destek için ödenen ücretler yasal olarak zararlar kalemini oluşturmakta ve olaydan sorumlu taraftan bunları talep edebilirsiniz. Yani karşı tarafın bu masrafları tazmin etmesi gerekir. Karşı tarafın sorumluluğu kabul etmesi durumunda, biz size ücretsiz olarak yardımcı olabiliriz. Eğer karşı tarafın sorumlu olup olmadığından emin değilseniz, biz sizin için bu konuyu ücretsiz olarak araştırabiliriz. Hatta sizinle birlikte konuyla ilgili olarak bir yükümlülüğün olup olmadığını da araştırabiliriz.
Yaralanma davanızda karşı tarafla uyum içerisinde, ama sizin için mümkün olan en iyi sonucu elde etmeye, en iyi bir şekilde davayı sonlandırmayı isteriz. Bu durumda genellikle mahkemeye gerek kalmaz. Yine de karşı tarafla bir ihtilafın çözümsüz olduğu ortaya çıkabilir. Kısmi ihtilaf süreci, bu tek ihtilaf üzerine hâkimin görüşüne başvurarak, anlaşmazlığı hızlı ve daha ucuz şekilde çözümleme yoluna gidilmesidir. Hâkimin kararı, bu yaralanma davasının geri kalan kısmının bir hâkimin müdahalesi olmaksızın, mahkeme dışında, sonuçlandırılmasını mümkün kılması gerekmektedir.